YORUMSUZ BİR SEÇİM ANALİZİ
Geçtiğimiz pazar günü önümüzdeki beş yıl şehrimizi yönetecek yerel yöneticileri seçmek için oy kullandık ve bir seçim yaptık. Hepimizde biliyoruz ki seçim temsil/yönetim yetkisi verilecek kişinin tercih ve tespit işlemidir. Seçmen ise oy vermek suretiyle tercih yapmak için seçme hakkına sahip olan (kanuni şartlara uygun) kimsedir. Seçim ehliyeti seçimde seçmen olarak bir irade beyanında bulunmaktır. Seçim her zaman tayin etme, atama işleminin karşıdır atanmışların seçilmesi hiç bir dönemde seçim olarak kabul edilmemiştir.
Sandıktan çıkan irade demokrasiye inan bizler için şüphesiz önemlidir. Bizler biliyor ve inanıyoruz ki çağdaş toplumlarda ve demokrasilerde birey, kendi vicdanı ve inandığı doğruları yönünde düşüncesini ifade eder.
Bilinçli seçmen seçmiş olduğu kişilerden yapacağı hizmetlerden önce şeffaf, denetlenebilir ve hesap verebilir bir yönetim anlayışını ortaya koymasını bekler. Ülkemizde bu gün için geldiğimiz nokta seçmen olmanın gerekliğinin bu anlayıştan çok uzaklaştığı seçmenliğin taraftarlığa dönüştüğü her şart ve zamanda koşulsuz bir teslimiyetçiliğe doğru gitti görülmektedir. İnsanlarımız inandığı gibi düşünme ve yaşama yerine, yaşadığı gibi inanmaya ve buna uygun yeni değerler ve mazeretler üretmeye başladı.
Bu seçimim analizini yorumlayarak değil sonuçlarına farklı bir açıdan bakmak için hepimizin daha önceden bildiği seçim öncesinde bazı yazarlarca yeniden gündeme konu edilen bir Hz.Ali ve Muaviye ile ilgili deve hikâyesini sizin ile paylaşarak birlikte yapmak istedim.
Bir gün Hz. Ali’nin taraftarlarının yoğun olduğu Küfe’den, bir Arap, devesiyle Şam’a gelmiş. Şam sokaklarında dolaşırken biri ona yanaşmış:
- Ver o dişi deveyi bana! demiş. Tartışma büyümüş, Küfe’den gelen adam, “Bu deve benimdir, üstelik dişi değil, erkektir” diye itiraz etmişse de anlaşamamışlar. Konu Muaviye’ye yansımış.
Halk meydanda toplanmış… Muaviye, Küfe’den gelenle Şam’da deveye sahip çıkan yerliyi dinledikten sonra, kararını açıklamış:
- Bu dişi deve Şamlınındır!
Sonra toplananlara dönmüş ve sormuş:
- Ey cemaat, bu dişi deve kimindir?
Cemaat hep birlikte bağırmış:
- Şamlınındır!
Küfeli şaşkın bir vaziyette devesinin ardından bakakalırken, Muaviye onu yanına çağırmış:
- Ey Küfeli, dinle! Sen de ben de biliyoruz ki, bu deve senindir ve dişi değil, erkektir. Ama sen Küfe’ye dönünce gördüklerini Ali’ye anlat ve de ki: “Ey Ali, Muaviye’nin, dişi deveyi erkekten ayırt edemeyen, o ne derse evet diyen 10 bin adamı var” de der.
-/-
Geçse de zaman değişmez insan,
Yel değirmenleri rüzgar ile döner,
Fırıldaklar üflemeden.
Develemenin kırbacı şakladıkça
Kabaranın üstünde,
Hop hop hoplar topaçlar. (M.B.Altaş)
YORUMLAR
Yorumunuzu çok yadırgadığımı söylemeden geçemiyeceğim. %45 ile yirmimilyon dan fazla oy almiş bir iktidara oy verenleri muaviyenin taraftarları gibi görmen üzüntü verici. Teşbihte hata olduğu kanaatindeyim.
BENZER HABERLER
KÖŞE YAZARLARI
Tüm Yazarlar